İş ahlakı konusu, insanlık tarihi ile eş zamanlı bir tarihe sahiptir. Yapılan iş ve
mahiyeti ne olursa olsun, ahlaki açıdan değerlendirilmesi gereken bir boyutu
bulunmaktadır. Avcılık, tarım işleri, zanaatkarlık vb. hangi iş olursa olsun durum
değişmez.
20. yüzyıla gelinceye kadar; iş ahlakı konusuna, içinde bulunulan şartlar gereği
geleneksel açıdan yaklaşılmış, sistematik bir boyut kazandırma çabaları ise son
yüzyıl içinde ivme kazanmıştır.
İş ahlakı konusunun popüler hale gelmesindeki en büyük etken, sanayi inkılabı
sonrası baş gösteren gelişmelerdir. Çalışma ilişkilerinde yaşanan sorunlar,
kapitalizm’in ortaya koyduğu hayat felsefesi, değerlerin yozlaşması bunların
başlıcaları arasında yer almaktadır.
Sorunlar; genellikle kim, ya da hangi sosyal grupla ilgili olduğu konusunda
kabul görürler. Egoist bakış açısı, kişileri bana dokunmayan yılan bin yaşasın
mantığı ile hareket etmeye yöneltir. Kişi, kurum/kuruluşlar; sorun/risk’ler
kendisine yöneldiğinde tepkilerini ortaya koyar, ahlaki açıdan değerlendirme
çabası içine girerler ve o sorun (Yılan)’un bir gün kendilerine de dokunabileceği
gerçeği ile yüzleşmiş olurlar. Ancak, geç elde edilmiş bu farkındalığın
(Maddi-manevi) maliyetleri genellikle oldukça yüksek olmaktadır.
Genel anlamda hayatın her alanında, özel olarak ise çalışma hayatında yaşanan
ve sürekli artarak telafisi zor sonuçlara yol açan ahlak ihlalleri, bu konuda
birtakım tedbirlerin alınmasını zorunlu hale getirmiştir. İçinde bulunduğumuz
yüzyıl, ilgili taraflar (Devlet, işveren, işçi/üretici, tüketici)’ın bu konuda
sorumluluklarının ele alındığı ve gerekli düzenleme ve bilinçlendirmelerin
yapıldığı bir zaman dilimi olmuştur. Günümüzde; artık iş ahlakı ve sosyal sorumluluk
gibi kavramlar, iş dünyası için hayatın ayrılmaz bir parçası haline
gelmiştir.
Sürekli daha fazla kazanma hırs ve beklentisi; her ne kadar insanları ahlak
dışı davranışlara yöneltse de, toplumsal bilincin her geçen gün artması, müşteri’nin
işletmeler üzerindeki etkisinin daha fazla hissedilmeye başlaması, iş-letmeleri hırslarını kontrol altına alıp daha dengeli davranma’ya yöneltmiştir.
Bu nedenledir ki; artık, deklare edilen değerler, ahlak bildirgeleri (Etik kod),
gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projeleri vb. standart işletme davranışı haline
gelmektedir.
İş ahlakı konusunun öneminin anlaşılmaya başlaması, bu konuda bilinçlendirme
ihtiyacını da ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle; başta örgün öğretim kurumları
olmak üzere, işletmeler, meslek kuruluşları bu konuda eğitici roller
üstlenmektedirler.
Ülkemizde; 1990’lı yıllardan bu yana, iş ahlakı konusu üniversitelerde ders olarak
okutulmaktadır. Belirtilen yıllarda, iş ahlakı dersi için kullanılacak munzam
materyaller bulunmazken, günümüzde bu konuda kaleme alınmış önemli
çalışmalar mevcuttur. Çalışmaların büyük çoğunluğunu, konuyu belirli bir
açıdan ele alan tez çalışmaları oluşturmaktadır.
Bu çalışma’da; genel anlamda ahlak, özel anlamda ise iş ahlakı konusu, değişik
boyutlarıyla incelenmiş, konu bütüncül bir perspektifle ele alınmaya çalışılmıştır.
Kitap’ta yer alan her bir konu başlığı ayrı bir araştırma konusu olabileceğinden,
hacmi daha da arttırmamak için, ayrıntılandırma’da sınırlı kalınmaya
özen gösterilmiştir. Özellikle İslam’da iş ve ticaret ahlakı konusu olmak
üzere, her bir konunun (Bazıları ile ilgili önemli çalışmalar bulunmaktadır)
ayrı inceleme ve araştırmalar gerektirdiği aşikardır.
İş’te İnsan ve Ahlak kitabı on bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; ahlak
kavramı ele alınmış, amacı, önemi, konusu ve kısımları incelenmiştir.
Dört kısım’dan oluşan ikinci bölüm’de, ahlak ilmi’nin diğer disiplinlerle ilişkisi
ele alınmıştır. Birinci kısım’da; ahlak-felsefe ilişkisi, felsefi ahlak ekolleri ve
görüşleri, ikinci kısım’da; ahlak-hukuk ilişkisi, üçüncü kısım’da; ahlak-kültür
ilişkisi, dördüncü kısımda ise; ahlak-iktisat ilişkisi açıklanmıştır.
İktisadi sistemler ve ahlak anlayışı başlıklı üçüncü bölüm birinci kısımda; kapitalizm,
ikinci kısım’da; sosyalizm, üçüncü kısım’da; İslam iktisadı, ahlaki boyutları
itibarıyla değerlendirilmiştir.
Ahlak-din ilişkisinin ele alındığı dördüncü bölüm, iki kısım’dan oluşmaktadır.
Birinci kısım’da; beşeri dinler, ikinci kısımda ise; ilahi dinler ahlak-iş ahlakı
anlayışları yönüyle incelenmiştir.
Beşinci bölüm’de, iş ahlakı konusu ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bu bölüm üç
kısım’dan oluşmaktadır. Birinci kısım’da; iş ahlakı, önemi ve gelişimi, ikinci
kısımda; çalışma ve meslek ahlakı, üçüncü kısım’da; kamu-özel sektör ve iş
ahlakı konuları değerlendirilmiştir.
Altıncı bölüm oniki kısım’dan oluşmaktadır, Temel işletme fonksiyonları ve ahlak
başlıklı bu bölümde; yönetim ahlakı, insan kaynakları yönetimi ve ahlak,
çalışma ilişkilerinde yaşanan ahlaki sorunlar, üretim ahlakı, tüketim ahlakı,
satın alma ahlakı, pazarlama ahlakı, rekabet ahlakı, halkla ilişkiler ahlakı,
medya ahlakı, reklam ahlakı, finans ve muhasebe ahlakı konuları işlenmiştir.
Yedinci bölümde, etik ilke (Kod) oluşturulması ve uygulanması konusu açıklanmıştır.
İki kısım’dan oluşan sekizinci bölüm’de, iş ve ticaret ahlakı konusu İslami açıdan
değerlendirilmiştir.
Dokuzuncu bölüm’de; Ahilik sistemi, bir iş ahlakı modeli olarak ele alınmıştır.
Onuncu bölüm beş kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısım’da; sosyal sorumluluk
düşüncesi, ikinci kısım’da; sivil toplum kuruluşları ve sosyal sorumluluk
anlayışı, üçüncü kısımda; sosyal sosumluluk konusunda öncü kuruluşlar
olarak vakıflar, dördüncü kısım’da sosyal sorumluluk standartları, beşinci kısım’da
ise; ülkemiz kuruluşlarından sosyal sorumluluk proje örnekleri yer almaktadır.
Kitap’ta; konular, olabildiğince tablo ve şekiller, tamamına yakını yaşanmış,
gerçek vak’alarla desteklenerek açıklanmaya çalışılmıştır.